EN YENİLER

Dost Siteler

buyuk-osmanli-devleti

Osmanlı Donanmasının Mânevi Fenerleri

Osmanlı Donanmasının Mânevi Fenerleri
Akdeniz’e doğru yol almaya başlayan donanma, önünden geçtiği sahillerde kabri bulunan bütün mânevî makamları, bir vefa nişânesi olarak dualar ve atılan toplarla selâmlardı. Zîrâ Rumeli topraklarının fethinde Bizans’a karşı yalınkılıç savaşan bu gazi dervişler, yeni fethedilen yerlerde tekkeler kurarak ahâlîyi İslâm’a davet etmişlerdi. Bütün gemilerin seyir defterlerinin başında kayıtlı olan bu mânevî makamların donanmanın sahil-i selâmete ulaşmasında âdetâ birer gündüz feneri oldukları kabul edilirdi.

 

İlk olarak, güvertede gemi imamının önünde toplanan zâbit ve askerler, beş yüz yıldır yapılan ve hâlâ devam eden geleneğe göre bir adet top atışıyla Rumeli’ye geçen ilk Türk kumandanı, Süleyman Paşa’yı selâmlar ve ruhuna Fâtihalar hediye ederlerdi. Ardından Gelibolu’da yatan, 2. Murad devri gazi dervişlerinden, meşhur ‘Muhammediyye’ adlı eserin müellifi Yazıcızâde Mehmed Efendi’nin kabri önünden geçerken yine bütün gemilerden birer adet selâm topu atılır, kim bilir belki de onun;“İlâhî, sen ganîsin ben fakîrem,/Kapında elleri bağlı esîrem.” mısraları hatırlanarak ruhuna Fâtihalar gönderilirdi. Zîrâ Allah (cc) ve Resûlüne (sas) olan sevginin anlatıldığı Muhammediyye, asırlarca sadece Anadolu coğrafyasında değil, Kırım’da, Kazan’da, Başkurt Türkleri arasında dahi dilden dile dolaşarak ezbere okunmuştu. 

 

Donanma, Gelibolu önlerinden hareket ettikten sonra Yazıcızâde Mehmed Efendi’nin yüz elli adım ilerisinde yatan kardeşi, Yazıcızâde Ahmed-i Bîcân Efendi’nin kabrini de birer topla selâmlardı. Hacı Bayram-ı Velî’nin mânevî ikliminde yetişen Ahmed-i Bîcân Efendi, uzun yıllar Rumeli’de ağabeyi ile birlikte gazalara katılmıştı. Buradan ayrılarak Nârâ Burnu’na yaklaşan donanma, burada birer topla Orhan Bey döneminde Rumeli’nin fethinde omuz omuza savaşan ve aynı yerde yan yana yatan Osmanlı akıncılarından Akbaş Baba, Gazi Fazıl Bey ve Ece Bey’i selâmlardı. 

 

Nârâ Burnu’ndan sonra Çanakkale’ye ulaşan gemiler, buradan geçerken Havuzlar önünde kabri bulunan Saka Baba Hazretleri’ni de birer topla selâmlar ve yine zâbitten tayfaya kadar bütün mürettebat Fâtihalar okuduktan sonra işlerinin başına dönerdi. Seferin onuncu gününde donanma Bozcaada önlerinde iken burada yatan Dede ve daha sonra Soğanlık’ta bulunan Baba’ya dualar edilir ve sonra onlar da birer topla selâmlanırdı. 

 

Osmanlı donanmasının bu âdet-i kadîmesi, yüzyıllarca her sefere çıkışta tekrarlanır ve engin denizlere yelken açan her gemi böylece bir zırh-ı rûhânî ile kuşatılırdı.

KAYNAKLAR:

Şakayık-ı Nu’maniyye Tercümesi, s.127.

Şihab-ı Bahrо, Seyir Defteri.

 

 

 

Bugün 20 ziyaretçi (23 klik) kişi burdaydı!
Site Sahibi : Enes Okay
Açılış Tarihi: 12.01.2011


Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol